Napolyon'un Rusya Seferi
Sezar’dan sonra Avrupa’daki en büyük eylem adamı” bu sözler Winston Churchill’in Napolyon’u belirtmek için kullandığı ifadelerdir ve tarihe baktığımızda büyük bir doğruluk payı olduğunu görebiliriz.
1812'de başlayan Rusya seferini anlamak için 1807'ye kadar gitmemiz gerekmektedir. Napolyon Bonapart sırasıyla Marengo, Austerlitz, Jena ve Friedland savaşlarında Kıta Avrupa’sındaki tüm rakiplerini yenmiş ve 1807'de Rus Çarı Aleksandr ile imzaladığı Tilsit Antlaşması ile beraber Kıta Avrupa’sının mutlak gücü olmuştur. Antlaşmadan sonra Napolyon, İngiltere’ye karşı kıta ablukasını başlatmıştır. Bu ablukaya göre İngiliz gemileri Avrupa limanlarına yanaşamayacak, hiçbir İngiliz malı Avrupa içine giremeyecekti; bu sayede İngiliz ekonomisi darbe alacak ve en sonunda Fransa’ya teslim olacaktı, ancak Napolyon’un hesap edemediği bir durum vardı.
İngiltere, dünyanın dört bir yanıyla ticaret yapabilecek kadar büyük bir donanmaya sahipti. O zamanın en güçlü donanmasına sahip olan İngiltere “tüccarlar topluluğu” olarak anılıyordu. İngiltere ile ticaret yapamamak Kıta Avrupa’sının ekonomisini, başta Rusya olmak üzere, derinden sarstı. Rusya bu durum karşısında Tilsit Antlaşması’nı ihlal ederek İngiltere ile ticaret yapmayı tercih etti. Napolyon ise Varşova Dükalığını tekrar tesis ederek Rusya ile ilişkileri daha da gerdi.
1811'de ilişkiler kopma noktasına gelmişti. Napolyon savaştan kaçınmaya çalıştı ancak Rusya’nın büyük bir ordu kurduğu haberini aldı. Napolyon, Müttefikleri Prusya, Avusturya ve Ren Konfederasyonu’nun katılımlarıyla “Grande Armée” adını verdiği ordusuyla yaklaşık 680.000 kişiyle Neman Nehri'ni geçerek Rusya’ya savaş ilan etmiş oldu.
Rus yüksek komutası, Napolyon’un tam istediği şey olan kesin sonuçlu muharebelere girmekten kaçınma ve Fransız ikmal hatlarını olabildiğince uzatmaya karar verdi. Sonuç olarak savaş bakanı olan Barclay de Tolly ve başkomutan Mihail Kutuzov’un ricat stratejisinin uygulanmasına karar verildi. Grande Armée, Rusya’nın içlerine ilerledikçe yavaşça erimeye başladı. Ruslar, Fransızların öncü birliklerine saldırıyor, geri çekilirken Fransızların yararlanabileceği her şeyi yakıp yıkıyorlardı. Bu şekilde ilerlemeye devam eden Fransızların ikmalleri ise her geçen gün azalıyordu.
28 Temmuz’da Vitebsk şehrine varan Napolyon’un planı Vitebsk ya da Smolensk’te durup kışı burada geçirmekti; ancak Rusların büyük muharebelerden kaçıyor gibi gözükmesi Napolyon’u cesaretlendirdi ve Moskova’ya ilerlemeye karar verdi. Napolyon, Kutuzov’un tuzağına düşerek Rusya’nın içlerine doğru ilerlemeye devam etti. 16 Ağustos’ta Napolyon, Smolensk’de Rusları büyük çaplı bir seferde mağlup etti. Ruslar geri çekilerek şehri yaktılar. Napolyon’un ordusu bu tarihlerde 124.000 piyade ve 32.000 süvariye gerilemişti. Salgınlar, açlık, ikmal hatlarından uzaklaşma ve Rus artçı saldırıları bu durumun ana sebepleri arasındaydı. Savaşın uzaması beklenmediği için kaynaklar yetmemeye başlamıştı.
7 Eylül günü Napolyon, Rus ordusunu Borodino kasabası yakınlarında yakaladı. Borodino muharebesi, o zamana kadar Napolyon savaşlarındaki en kanlı muharebe oldu. 80.000'den fazla askerin hayatını kaybettiği muharebenin sonunda Rus ordusu geri çekilmeyi başardı. Borodino, Moskova’nın önündeki tek büyük engeldi. Rusların geri çekilmesiyle Fransızların önü açılmış oldu ve 15 Eylül günü Fransız ordusu Moskova’ya girmeyi başardı. Fransızlar şehre girdiğinde, şehrin tamamen boşaltılmış olduğunu gördüler. Şehirde Fransızların işine yarayabilecek çok az eşya bırakılmıştı. Napolyon, Çar Aleksandr’ın teslim olmasını beklerken, Rus valisi Fyodor Rostopçin şehrin önemli bölgelerini ateş vererek başkenti yaktı. Bu durum karşısında oldukça şaşıran Fransızların yapacak çok fazla bir şeyi yoktu; ordunun ilerleyecek mecali kalmamıştı.
Bu durumun farkında olan Napolyon, belli bir süre Moskova’da kaldıktan sonra 19 Ekim'de geri çekilme emrini verdi. Ordu geri çekilmeye başladığı gün, orduda 100.000 kişiden az bir kuvvet kalmıştı. Sıcaklık -30 dereceye kadar düşmüştü. Kaynağı neredeyse tükenmiş olan ordu, çekiliş sırasında çok büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Askerler açlıktan, soğuktan ve susuzluktan ölmeye başlamışlardı. Bu zor şartlarda geldiği rotayı takip eden Napolyon, Smolensk şehrine ulaştı; ancak erzak sıkıntısı devam ediyordu. 1 gün içinde şehirdeki tüm erzak tükendi. Geri çekiliş esnasında Kutuzov, Fransızları takip etmekteydi. Fransızlar geri çekilirken, Rusların saldırılarına maruz kaldılar. Bu taarruzların püskürtülmesine rağmen Napolyon, 30.000 adamını daha kaybetmişti.
21 Kasım’da bu zorlu şartlar altında Napolyon, Berezina Nehri'ne ulaştı. Ancak nehrin batı yakasında bulunan tek köprü Ruslar tarafından yakılmıştı. Nehrin doğu yakasından Alman kökenli Rus General Peter Wittgenstein yaklaşırken, Fransızların arkasından Kutuzov da yaklaşmaktaydı. Fransız ordusu imha edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Tek kurtuluş umudu, nehri geçmekti. Fransız ordusunda bulunan Hollandalı istihkamcılara acilen ordunun nehri geçebileceği bir köprü yapılması emri verildi. İstihkamcılar bölgede bulunan ahşap evleri sökmeye başlayıp, nehri geçebilmek için bir köprü yapmaya başladılar. Köprü yapıldıktan sonra ordu nehri geçmeye başladı. Köprü sağlam olmadığı için çökme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Su hizasında bulunan köprüyü çökmekten kurtarmak için nehre atlayıp köprüye tamir etmeye çalışan Hollandalı istihkamcılar, bu durumu engelledi. Bu seferberlik sırasında istihkamcıların bazıları donarak hayatını kaybetti. Bu fedakarlıkları sayesinde ordu nehri geçmeyi başardı. Ordu nehirden geçtikten sonra köprü havaya uçuruldu. 50.000'den fazla asker karşı kıyıya geçmeyi başarırken, yaralılar ve sivillerden oluşmak üzere 8.000'den fazla kişi Rusların insafına terk edildi. Nehri geçen askerler, işitilebilir şekilde Napolyon’a küfür etmişlerdi. Bu durum seferin acı sonuçlarını gözler önüne sermişti. Ordunun Napolyon’a olan itibarı sarsılmıştı.
Seferin sonunda Napolyon 524.000 askerini kaybetmiş, 100.000'den fazla askeri ise esir alınmıştı. Napolyon’un Rusya seferinin sonuçları tarihteki en ünlü felaketlerden biri olmuştur. Rus ordusu ilerleyen süreçte Napolyon’un Rus işgalini başlattığı Neman Nehri'ni geçerek Avrupa’nın içlerine girmeye başlamıştı. Bu orduya Büyük Britanya ve Napolyon’un eski müttefikleri olan Prusya ve Avusturya da katılmış ve Napolyon’u devirecek olan 6. Koalisyon Savaşları'nı resmen başlatmışlardı.
Referans Eserler
Mark,
Harrison W, "Napolyon’un Rusya Seferi," World History Encyclopedia, 2023.
Andrew
Roberts, Napolyon Hayatı, Kronik Kitap, İstanbul, 2023.
Bazı hatalar var. "Rus ordusunu yakaladı", aslında Rus ordusunu yakalamadı, Rus ordusu mevzi ve tahkimatları ile birlikte zaten Napolyon'u bekliyorlardı. Stratejik amaç, Napolyon'u Borodino'da durdurmaktı. Fakat Napolyon'un olağanüstü saldırısı karşısında Ruslar çok direnemedi ve geri çekilmek zorunda kaldılar. Ellerinde bulunan topların %90'ını kaybettiler, ordunun ise yarısı yok oldu.
YanıtlaSilDüzeltme için teşekkür ederim
YanıtlaSil