Araştırmalara göre; DNA’mızın sadece %7’si modern insanlara özgü
DNA'mızın bizi biz yapan şey olduğunu düşünürüz. Bizi eşsiz kılan ve diğer şeylerden ayıran. Ama durum öyle değil. Araştırmalara göre; DNA’mızın sadece %7’si modern insanlara özgü. Bir grup bilim insanı, modern insan DNA'sı ile soyu tükenmiş atalarımızın DNA'sını karşılaştırarak modern insanı özgün ve eşsiz kılan şeyin ne olduğunu tespit edebilmek için bir araştırma gerçekleştirdi. Çalışmada 40 bin - 50 bin yıl önce yaşamış neandertaller ve denisovalılara ait fosil kalıntılarından ve dünyanın farklı bölgelerinden 279 modern insanın DNA'sından yararlanıldı.
Bilim insanları, modern insanların Neandertallerle bazı DNA’ları paylaştığını zaten biliyorlar, ancak farklı insanlar genomun farklı kısımlarını paylaşıyor. Bu bulgulara dayanarak; yeni araştırmanın amacı, modern insanlara özgü genleri belirlemekti.
Madison, Wisconsin Üniversitesi’nde paleoantropolog olan ve araştırmaya dahil olmayan John Hawks, bu çalışma için; “bu zor bir istatistiksel problem ve araştırmacılar; antik genomlardaki eksik verileri hesaba katan değerli bir araç geliştirdiler” yorumu yaptı.
Araştırmacılar ayrıca genomumuzun daha da küçük bir bölümünün (sadece %1,5’luk kısmının) hem türümüze özgü olduğunu hem de günümüzde yaşayan tüm insanlar arasında paylaşıldığını buldular. Bu DNA parçaları, modern insanı gerçekten ayırt eden şeyin ne olduğuna dair en önemli ipuçlarını barındırıyor olabilir.
Kaliforniya Üniversitesi Hesaplamalı Biyolog Richard Green: “Genomun bu bölgelerinin nöral gelişim ve beyin işleviyle ilgili genler açısından oldukça zengin olduğunu söyleyebiliriz.”
2010 yılında Green, bir Neandertal genomunun ilk taslak dizisinin üretilmesine yardımcı oldu. Dört yıl sonra, Genetikçi Joshua Akey, modern insanların Neandertal DNA’sının bazı kalıntılarını taşıdığını gösteren bir makalenin yazarlarından biri oldu. O zamandan beri bilim insanları, fosillerden genetik materyal çıkarmak ve analiz etmek için teknikleri geliştirmeye devam ettiler.
Araştırmacı Akey, “Daha iyi araçlar, insanlık tarihi ve evrimi hakkında giderek daha ayrıntılı sorular sormamıza izin veriyor”
Bununla birlikte, St Louis’deki Washington Üniversitesi’nde bir popülasyon genetikçisi olan Alan Templeton, yazarların insan genomundaki değişikliklerin, genom içindeki belirli sıcak noktalar etrafında kümelenmek yerine rasgele dağıldığı varsayımını sorguladı.
Araştırmacı Akey, bulgular “aslında çok genç bir tür olduğumuzun” altını çiziyor.
Hiç yorum yok: